Türkiye’nin birçok kentinde çarpık yapılaşma, deprem riski ve sosyal dengesizlikler nedeniyle uzun yıllardır “kentsel dönüşüm” kelimesi gündemden düşmüyor. Devlet, belediyeler ve özel sektör el ele vererek şehirleri daha güvenli, yaşanabilir ve estetik hâle getirme çabasında. Bu noktada devletin kentsel dönüşüm yasalarıyla sağladığı katkı yadsınamaz.
Son yıllarda çıkarılan yasal düzenlemelerle kentsel dönüşüm süreci daha sistemli ve sürdürülebilir hâle getirilmeye çalışılıyor. Riskli yapıların tespiti, tahliyesi ve yeniden inşası süreçlerinde devlet hem hukuki hem de maddi destek sağlıyor. Özellikle 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, dönüşüm süreçlerine önemli bir zemin hazırlıyor.
Ancak tüm bu yasal ve yapısal desteklere rağmen, dönüşüm projeleri sahada çoğu zaman “bölüşüm adaletsizliği”ne takılıyor. Kim ne kadar pay alacak? Kim daha fazla daireye sahip olacak? Kimin arsası daha değerli? Bu sorular projelerin önüne set çekiyor. Anlaşmazlıklar uzadıkça yıllarca çözülemeyen dosyalar oluşuyor ve nihayetinde dönüşüm fikri sadece bir hayal olarak kalıyor.
Dönüşümün önünde bir diğer önemli engel ise sosyoekonomik bölüşümdeki adaletsizliktir. Mahalledeki düşük gelirli vatandaşlar, dönüşüm sonrası artan yaşam maliyetleri nedeniyle o bölgede yaşayamıyor. Dönüştürülen bölgeler çoğu zaman, orada yaşayan insanların değil, daha yüksek gelirli grupların yaşam alanına dönüşüyor. Yani dönüşüm var ama “yerinden edilme” riski de beraberinde geliyor.
Kentsel dönüşümün başarılı olabilmesi için sadece betonun değil, toplumsal adaletin de sosyal zeminde inşa edilmesi gerekiyor. Mülkiyet haklarına saygı, şeffaf paylaşım, sosyal konut politikaları ve kamusal denetim, bu sürecin vazgeçilmezleri olmalı.
Devletin yasalarla sağladığı çerçeve ve destek kıymetli. Ancak bu çerçevenin içinde taraflarca adil bir bölüşüm modeli oluşturulmazsa, dönüşüm süreçleri yine tıkanır. Kentsel dönüşüm, yalnızca binaları değil, toplumsal huzuru ve geleceği de yeniden inşa etme fırsatıdır ve bu fırsat, doğru bölüşüm olmadan gerçek bir kazanıma dönüşemez.